Akten Köylüoğlu’nun ağzından:
”Benim babam evinin tam karşısında olan Yuşa Peygamber’in türbesi ile ilgili çok iyi bildiğim bir olayı anlatmak istiyorum. Benim küçüklüğümde oradaki iki mezarın alt katta olan Yuşa Hazretlerine ait olduğunu biliyorduk. Üstte kalan mezar Pür Sefa Hazretlerine aitti. Bu mezarların alttaki Yahudi adetlerine göre tanzim edilmişti ve bu bir tarihi belgeydi. Ne yazik ki tarihin değerini bilmeyen bir tarih öğretmeni belediye başkanı seçilince bu tarihi yapıyı kaybettik. İki mezar aynı seviyede ve İslam adetlerine göre yapıldı. Üstelik hamam gibi fayanslarla duvarlar, koca mermer mezarlar yapıldı.
Asıl mesele: o mezarda ceset var yok tartışması çıkmış. Hacı Ömer Kutlar, Hamdi Kutlar’ın babası, annemin amcası şehrin ulemalari bir araya toplanip karar almışlar. Mezar açılacak ceset kalıntısı var mı, yok mu görülüp bu söylentiye son verilecek demişler ve bilir kişilerce açılan mezardan hiç çürümemiş, kahverengi olmuş, olduğu gibi kurumuş bir ayak görülmüş ve herkes donmuş kalmış. Hemen mezarı kapatmışlar. Türbeyi olduğu gibi muhafaza etmişler. İşte orası öyle kutsal bir yer. Ömer Amcamız günlerce onun etkisinde kalmış. Annem bunu çok üzülerek anlatırdı. Bu bunu bilmemizi isterdi. Ne yazik ki şimdi bir kişinin emri ile o tarihi belge yok edildi. Ama bu gerçeği de araştırmacıların iyi bilmesi gerekli.”