Milli Mücadele yıllarında Güney Cephesi’nde Fransız işgaline maruz kalan ve askerleri dağıtılmış olan Türk halkı, savunmasını kendi sınırlı imkânları ile sağlayabilmiştir. Silah ve mühimmatın yetersiz olduğu bu dönemde, daha çok manevi duygularının gücüyle savunmasını sağlayan Türk köylüsü, düşman işgalinden kurtulmak için elinden gelen tüm gayreti göstermiştir. Fransızların yanlarında getirdikleri ya da Anadolu’daki Ermenilerden kendi ordularında istihdam ederek Türklere karşı mücadeleye giriştikleri bu dönemde, Ermeni vatandaşlarımızın gönüllü ya da gönülsüz Türklere karşı safta istihdam edilmeleri çok yönlü sorunların yaşanmasına sebep olmuştur. Bu çalışma, Kilis merkeze bağlı Acar köyünde, Milli Mücadele yıllarında ve sonrasında, vatanın birlik ve bütünlüğünü tehdit eden tarihi hadiseler sırasında, Anadolu halkının yaşadığı sıkıntılı ve zor bir dönemde, Acar İsmail (ya da Agop?) adındaki Ermeni asıllı bir Fransız askerinin hayatı çevresinde gelişen yerel olayları ele almaktadır. Bu sözlü tarih çalışması, Anadolu köylüsünün, etkileri yakın zamanımıza kadar uzanan hoşgörü, mertlik, cömertlik ve kadirşinaslığının savaş gibi yıkıcı, yakıcı ve tahrip edici bir ortamda bile yok edilemeyeceğinin en açık delilidir.
Çalışmanın devamı için tıklayınız.