Ramazan eşnen dostnan yaşanır. Önce küçükler büyüklere gündüz gider, ramazanın heyrli olsun, Allah her sen bu zamanlara çıkarsın der, o da seninki de bilece olsun, ömrün uzun olsun der. Hal hatır sorulur, hayırlaşılır, dua alınır.
Sonra ramazanda eve iftara davet edileceklerin hesabı, listesi yapılır. Evvel yakın akrabalardan, ana baba, kaynana kayınbaba, ammi hala gibi yakınlar çağrılır, birkaç gün evvelden filanca gün sizi iftara bekliyoruz diye haber verilir.
Davette Allah ne kısmet ettiyse yenilir, sofrada halep kahgesi, meyan şerbeti ve oruç açmaya birkaç tane hurma, kuru üzüm bulundurulur. Öyle çok şatafatlı paklavalı, yuvalamalı yapman gerek değil. Halınız neyi götürürse odur sofranız. Kendini zorlamayın; maksat hatır almadır.
Haa hava yapıp ceh gıcık da edeceksen misafirini lokantaya davet eder bi etek para verirsin o başka. Çoluk çocuğun da bunu gelenek beller, o da ev bark sahibi olduğunda evine değil lokantaya çağırır, sen de bişey deyemezsin.
Ramazan ayı ibadet ayıdır. Sadece oruç tutmak kafi gelmez. Namazını da kılmalısın. Hele hele terabaha (teravih) elinden geldiğince gitmelisin. Camiye çoluk çocukla gitmek lazım. Çocuklar bu kültürü de almalı. Eğer mümkün olursa da her gün eski mahallelerde ayrı bir camiye gidersen daha da şahane olur. Terabah çıkışında uşaklara tatlı, dondurma filan alırsın; bellerler ileride böyüdükleri zaman kendileri de çocuklarına aynısını yaparlar. Tabii ki bu ayda verilmesi gereken fitireyi ve hesapladığın zekatın da önemli bir kısmını vermeli, bunları gösteriş haline getirmeden, biraz hıs yapmalı, verdiğin adamın gururunu incitmemeli, nesline de bunu öğretmelisin.
Ramazanda avrada uşaklara eziyet edilmez. Densiz uşak gibi ben şunu yirim, şunu yemem denmez, evde ne pişirdilerse eyvallah denir. Amma eve de gelirken kahgeni, şerbetini alır gedersin. Marifetliysen hanım ne yapmışsa yapmış, sen de yanına iki sıkım çiğköfte yaparsın. Noluy derse de uşaklar yeen seviy de onun uçun yapıym dersin.
İşin müsaitse ikindiynden sonra orucunu gezdirirsin. Gerek gereksiz öteberi alırsın, çarşıda sokakta eşi dostu görürsün, marhabalaşırsın. Alışveriş edersin amma esnafa oruç ağız eziyet etmezsin, ağzını yumar işine gelirse alırsın, işine gelmezse heyrli işler der savışır gedersin.
Ramazanın on beşinde muhakkak ya davete gedersin ya da sen ve iftara davet edersin. Diğer günlerde uydurur, irmik havlası, pisik daş.a alsan bile yarı ramazanda paklava almalısın. ”Ramazan geldi hoş geldi, paklava sinisi boş geldi” olmaz.
Orucunu tut, namazını kıl, zekatını fitireni ver. Allah ramazanını hayırlı etsin.