Dışarılı biri Anteb’e geldiğinde Anteb’e geldiğini anlasın yahu. Adam nereye geldim diye şaşırmasın. Dilin zenginliği kültürün zenginliğidir. Günlük konuşmalarımızda bu filleri kullanalım ki çocuklarımız da öğrensin, konuşsun. Bazılarının yerine koyacak tek bir kelime yok, ancak birkaç kelime ile anlatabiliyoruz. Yazık, bu kadar zenginliği reddetmeyelim.
· ANGESLEK :Bilerek,mahsustan.Aslı ambel kast.Kasti olarak
· BÜNGÜLDEMEK Kaynamak. Suyun ısınarak kaynaması.Pınarın kaynaması.
· CILLIMA vazgeçme,mızıkcılık etme
· ÇAĞŞIMA esneyerek bozulma
· DAYRAMA Kumaş.Eskiyerek tel tel olmak.
· Et vurmak Pişmeye koymak.Eti vurdum.Kelleyi vurdum.Mercimeği,nohutu …..(zor ve geç pişenler için kullanılır)
· EVSMEK Tahılın içindeki yabancı cisimleri evsecek denilen kap içinde savurarak temizlemek
· GÖVÜNME hafif yanma,kumaş için yanarak renginin koyulaşması
· HANEK 1. Söz, lakırdı: Sana bir hanekim var. 2. Konuşma: Ne hanek ediyorsun? 3. Şaka, alay.
· HIMSIMA Bayatlamak, ekşimek, kokmak (yemek için).
· HIS HIS GELMEK yavaş, yavaş sessizce helmek.La ne hıs hıs geliyn beni korhuttun.
· İŞKİLLENME şüphelenme
· KAYPME kayma,düşme
· KELEBİ DOLAŞTIRMAK İşi köyüye gitmek. İşin rayından çıkması
· KÜŞÜMLENME 1. Kaygılanmak, üzülmek. 2. Utanmak, sıkılmak: Senden para istemeğe doğrusu Küşümlendim. 3. İşkillenmek, kuşkulanmak.
· NEZELME 1. Kumaş eskiyip incelmek, yırtılmaya yüz tutmak. 2. İplik, ip, urgan vb. şeyler incelip kopacak duruma gelmek.
· PIT OLMA İğne için ) ucunun körleşmesi, yuvarlaklaşarak batmaz hale gelmesi.
· SASIMA: Kokma,bozulma.(özellikle soğan için kullanılır )
· SEERTME: yetişmek ulaşmak,koşa koşa gitmek-gelmek (tez oraya seert )
· SIRINSI YA DA SIRINSI OLMA :Artık bir müdahalenin fayda etmeyeceği şekilde sertleşme .( dolmaya ekşiyi erken korsan sertleşir, sırınsı olur. Artık ne kadar pişirsen yumuşamaz.)
· SIRKITMA 1.Sıvıyı kabından son damlasına dek akıtmak, sızdırmak. 2.Birkaç kaptaki yemeği bir kaba boşaltmak.
· SIYPMA Kaymak : Sabun elimden sıyptı.
· SOKRANMA Söylenmek, homurdanmak, gönülsüz iş görmek.
· ŞEMŞİME güneşte kalarak zarar verecek kadar bozulma
· TUĞSUNMA pişman olma
· ULMAK 1. Bozulmak, çürümek, kokmak. 2. Yaralanmak, deri çürümek.
· UTMA 1. Yenmek, oyunda kazanmak. 2. Yararlanmak.
· UTUZMA . Yenilme, oyunda kaybetmek. Zarar görmek.
· ÜTMEK 1. Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. 2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek.
· ÜTÜLME : Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. 2. Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek.
· VIKRAMAK Ekşiyerek köpürmek (madem vıkradı)
· ZIRHALAMAK Sallayarak düşürmek. Ağacı azıcık zırhala hele beldi erik dökülür. Hele zırhalan, zırhalan. Bekki birkaç kuruş daha vardır
· ZÖMLENMEK Öfkelenmek, kızmak.
BIRHIMAK (cıvık aş bozulunca kokuşması ve üzerinin köpüklenmesi),
ÇAŞMAK (köpürmek, taşmak),
ERİNMEK (üşenmek),
GÜNÜLEMEK (kıskanmak),
ÖYKÜNMEK (taklit etmek),
SIRIF OLMAK (dağılmak),
SÖYKENMEK (kapıya yaslanmak, döşekte otururken yastığa dayanmak),
YEKİŞMEK (harekete geçmek),
ZÖĞÜM ÇALMAK, (Zöömlenmek sesli olarak öfkeyi belirtmek, zöğüm çalmak ise daha çok hareketler ile belirtmektir kızgınlığı).
VİCAHGASPANCAK. Eski avratların çok kullandığı bir deyiş de vardır sevmediklerine.
SAĞA GASPAANCAK YÜCE DAMDAN ATIYM…